CUMHURİYETİN II. (İKİNCİ) YÜZYILI
Dünya, büyük bir değişim çağının eşiğinde. Ekonomik modeller yeniden tartışılıyor; klasik sanayi düzenleri yerini yapay zekâ ve dijital teknolojilerin yön verdiği yeni düzene bırakıyor. Bugün hızla gelişen ülkeler, bu teknolojileri sadece ekonomik büyüme için değil; aynı zamanda küresel güç dengelerini değiştirmek için de kullanıyor.
Yakın coğrafyamızda artan gerilimler, ticaret yollarından enerji güvenliğine kadar her alanda etkisini hissettiriyor. Bu tabloda Türkiye’nin konumu, geleceğini belirleyecek ölçüde kritik hale gelmiştir.
Ancak biz, içeride hâlâ kısır tartışmalarla zaman kaybediyoruz. Geleceği inşa edecek enerjimizi, geçmişin gölgelerinde harcıyoruz. Oysa tarih bize şunu öğretmiştir: Kendi iç kavgasına saplanan milletler, başkalarının oyun planlarında piyon olmaktan öteye gidemez.
Bugün, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılındayız. Bu, sadece bir takvim değişimi değildir; bir zihniyet dönüşümü fırsatıdır.
Türkiye artık birlik olmadan büyüyemeyeceğini,
bilim ve teknolojiye yaslanmadan ilerleyemeyeceğini,
adalet ve liyakat olmadan güçlü devlet kuramayacağını kavramak zorundadır.
Anadolu Birliği Partisi olarak çağrımız şudur:
- Gelin, enerjimizi iç çekişmelere değil, ortak geleceğimizi kurmaya harcayalım.
- Gelin, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını, yalnızca bir siyasi dönüm noktası değil, bir medeniyet sıçraması haline getirelim.
- Gelin, gençlerimize hayal edebilecekleri bir Türkiye, dünyaya da örnek olacak bir Cumhuriyet sunalım.
Türkiye, tarihin kritik eşiğinde ya oyunu izleyen bir figüran olacak ya da kendi geleceğini yazan öncü bir millet. Bizim tercihimiz açıktır: Yeniden Anadolu, yeniden diriliş.
Bu toprakların kaderi, dışarıdan yazılan senaryolara mahkûm değildir. Asıl mesele, bizim kendi senaryomuzu yazacak cesareti ve iradeyi göstermemizdir. İşte bu, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında vereceğimiz en büyük sınavdır.